Leyla’yı Sevenler Kulübü Kapı Yayınları
Leyla’yı Sevenler Kulübü Kapı Yayınları
125.00 TL
Satıcı: AKM KİTAPLeyla’yı Sevenler Kulübü Kapı Yayınları
Leyla’yı Sevenler Kulübü Kapı Yayınları
125.00 TL
Satıcı: AKM KİTAPÜcretsiz Kargo Fırsatı
Leyla’yı Sevenler Kulübü Kapı Yayınları
İki kadın; Mina tutkuyla sevilen, Muazzez ise karşılıksız seven. Ve Yusuf Emre; iki kadın arasında sevmek mi, sevilmek mi dilemmasına düşen yazar.
Tarihi romanlarıyla kendine geniş bir takipçi kitlesi edinen Hakan Kağan, Leyla’yı Sevenler Kulübü'nde bu kez yakın bir döneme götürüyor okuyucusunu. Yusuf Emre karakterinin saklı kalmış bir kitabından yola çıkarak sevginin 3 farklı tezahürünün izini sürüyor. Bu yolculukta aydınların kahvehanelerine uğruyor, Cemil Meriç’le sohbetler ediyor, Halil Cibran’ın şiirlerinde aşkın felsefi boyutlarım arıyor, 1950’ler ve 80’ler İstanbul’unun kültürel ve toplumsal atmosferine uzanıyor.
Leyla’yı Sevenler Kulübü, hikayenin içindeki hikayeyi, Leyla’nın ardındaki Leyla’yı arıyor.
"Neden yazarız bilir misin Yusuf Emrem?” diye sordu. "Düşünmek, hayal kurmak neden? Biz yazarlar, hüznün, acının şerbetli çocukları, insan soyunun anlamayacağı acılar içinde kıvranıp duracağız. Bize ölüm bin çeşit Yusufum. Çünkü binlerce hayat yaşayacağız. Hayal ile hakikat arasındaki sınırda, kendi krallığımızı inşa etme cüreti göstereceğiz. Bir damla pis su, bir avuç balçık olduğumuzu unutup yaratma sanatına heves edeceğiz. Tanrının, balçığımıza ulaşan nefesi, bizi öylesine sarhoş edecek ki bilincimizin kuytularında kaybolacağız. Bizim acılarımız, insan soyunun anlayacağı cinsten değil. Bize yaşam da ölüm de bin çeşit Yusuf Emrem. İşte biz bundan dolayı düşünür, hayal kurar, yazarız.”
İki kadın; Mina tutkuyla sevilen, Muazzez ise karşılıksız seven. Ve Yusuf Emre; iki kadın arasında sevmek mi, sevilmek mi dilemmasına düşen yazar.
Tarihi romanlarıyla kendine geniş bir takipçi kitlesi edinen Hakan Kağan, Leyla’yı Sevenler Kulübü'nde bu kez yakın bir döneme götürüyor okuyucusunu. Yusuf Emre karakterinin saklı kalmış bir kitabından yola çıkarak sevginin 3 farklı tezahürünün izini sürüyor. Bu yolculukta aydınların kahvehanelerine uğruyor, Cemil Meriç’le sohbetler ediyor, Halil Cibran’ın şiirlerinde aşkın felsefi boyutlarım arıyor, 1950’ler ve 80’ler İstanbul’unun kültürel ve toplumsal atmosferine uzanıyor.
Leyla’yı Sevenler Kulübü, hikayenin içindeki hikayeyi, Leyla’nın ardındaki Leyla’yı arıyor.
"Neden yazarız bilir misin Yusuf Emrem?” diye sordu. "Düşünmek, hayal kurmak neden? Biz yazarlar, hüznün, acının şerbetli çocukları, insan soyunun anlamayacağı acılar içinde kıvranıp duracağız. Bize ölüm bin çeşit Yusufum. Çünkü binlerce hayat yaşayacağız. Hayal ile hakikat arasındaki sınırda, kendi krallığımızı inşa etme cüreti göstereceğiz. Bir damla pis su, bir avuç balçık olduğumuzu unutup yaratma sanatına heves edeceğiz. Tanrının, balçığımıza ulaşan nefesi, bizi öylesine sarhoş edecek ki bilincimizin kuytularında kaybolacağız. Bizim acılarımız, insan soyunun anlayacağı cinsten değil. Bize yaşam da ölüm de bin çeşit Yusuf Emrem. İşte biz bundan dolayı düşünür, hayal kurar, yazarız.”
Tüm Yorumlar