TAKDİM
Bütün hamdler, sarık ve sakalı erkeklere ziynet yapan Allâh-u Teâlâ’ya mahsustur. Salât ve selâm, kendisine indirilen Kur’ân’ı layıkıyla açıklayan ve âlemlere bahşedilen bu ziyneti sünneti ile tamamlayan kainatın efendisine, onun şeriatını dünyanın dört bir yanına ulaştırarak küfür ve şirk alametlerini ortadan kaldıran âl-ü ashâbına ve bugüne kadar onlara uyarak ilâ- hî tevfîke mazhar olan bütün müminlerin üzerine olsun.
Velinimetimiz, Mürşidimiz Mahmut Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin mürşidi olan Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, üstün din gayreti ve iman hamiyyeti ile din düşmanlarının, onlara bilerek ya da bilmeyerek yardımcı olan bidatçilerin ve yolunu kaybetmiş müminlerin ortadan kaldırdığı -ekserisi İslam şiarları ile alakalı olan- sünnetleri ihya etmeye muvaffak olmuştur.
Bir maneviyat dağı olan Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû) Allah’a hamd olsun ki manevi çocukları olan bizler için çok kıymetli bir yol açmıştır. Onun ve yolundan giden -başta Mürşidimiz Mahmut Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri olmak üzere- evlatlarının eliyle şer‘i şerîfin emri ve unutulmuş sünnetlerden biri olan sakalı, Müslümanlar arasında yeniden diriltmiştir. Şurası kesindir ki sakal sünnetinin ihyası, başka birçok sünnetin ihyasına vesile olduğu gibi gönüllerde İslam düşmanlarına karşı muhalefet ruhunun tohumlarını yeşertmek ve şeriatın onlara karşı beslememizi emrettiği düşmanlığı muhkemleştirmek gibi birçok farzı da ifa etmeye vesile olmaktadır.
Şer‘î bir mazeret olmadan sakal sünnetini terk etmek, fıtratı değiştirmek ve kadınlara benzemek anlamına geldiği gibi kâfir topluluklara benzemeye, onların inanç ve yaşantılarına muhabbet beslemeye de sebebiyet verir. Kısacası sakal bırakmak birçok mârufun, sakalı terk etmek de birçok münkerin kapısını açan bir anahtar niteliğindedir. Yani bu, sadece bir tek vazife olmayıp adeta bir var olma veya yok olma mücadelesidir. Din düşmanları bile bu meselenin farkına varmıştır ama maalesef Müslümanların çoğu hâlâ farkında değildir. Elinizdeki bu risale, Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri tarafından, sakal hakkında muteber eserlerde zikredilen izahatın bir derlemesinden ibarettir.
Eserde geçen hadisler ve diğer nakiller ya Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû) ya da onun nakil yaptığı ulema tarafından lafzen değil manen rivayet edildiği, bazı takdim ve tehir, kısaltma ve eklemelerle nakledildiği olmuştur. Fukahânın bu usulü başka eserlerden nakiller yaparken çokça kullandığı ehlinin malumudur.
Nice küçük eserler çok faideli olabilirken hacimli eserler faidesiz kalabilmektedir. Elinizdeki bu risale de, muteber akaid ve fıkıh kitaplarının yanı sıra ulemanın satırlar arasında unutulup kalmış birçok ictihadına hâvi olduğu için hakikaten çok faidelidir.
Görüldüğü kadarıyla bu risale, başlı başına müstakil bir eser olmayıp mevzu hakkında tespit edilen bazı tenbihlerden ya da telifi için uğraşılan bir risalenin müsveddelerinden ibaret ol- malıdır. Zira öncelikle risale, hamdele ve salvelesiz başlamış, sonunda da kitap bitirme esnasında kullanılan salât ve dua ifadeleri zikredilmemiştir. Eğer tamamlanmış bir eser olsaydı, ömrünü sünnetleri ihya ile geçirmiş biri olan Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) kitabımutlaka sünnete uygun bir şekilde telif ederdi.
Bunun dışında risale içinde eserin daha bitmemiş olduğunu gösteren emâreler de vardır. Mesela sakalın sünnet miktarından bahsederken ayrıntısını ileride aktaracağını söylemiş ancak bundan bir daha bahset- memiştir. Yazma halindeki bu risale elimize Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin müritlerinden olan Müftü Abdullah Yazıcı Hoca Efendi’den intikal etmiştir. Hoca Efendi’nin Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) ile görüştüğü ve ilmi müzakerelerde bulunduğu kesin olarak bilinmektedir. Nüshanın girişinde bu risaleyi kesin ifadelerle Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ne nispet ederek doğrudan onun nushasından kopyaladığını belirtmektedir.
Ayrıca “Denizlili” diye meşhur olan Kayserili İbrahim Uslu Hoca Efendi de Şeyhimiz Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin notlarından, bu risaleyi Efendi Babamız’a nispet ettiğini gördüğünü söylemiş ve bu nispeti teyit etmiştir. Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû)nun sakal hakkında bir risale yazdığı ihvanları arasında da tevatür etmiştir. Tüm bunlar risalenin ona aidiyeti için fazlasıyla yeterlidir.
Biz de risale içinde geçen hadis-i şeriflerin tahricini yapıp diğer eserlerden yapılan alıntıların kaynaklarını gösterdik. Ayrıca konu başlıkları ekledik. Yapılan alıntıların kısa olmasından kaynaklanan anlama zorluklarını izale etmek için de kolaylaştırıcı olacağını düşündüğümüz bazı ekler yaparak bunları köşeli parantezler içerisinde gösterdik. Metnin içinde gösterilen mehazları dipnotlara alarak bazı ziyadelerde bulunduk.
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd, rasülüne salat ve selam olsun.
İsmailağa Te’lif Heyeti
Bu Ürün JET TEKNOLOJİ Entegrasyon Sistemleri ile Listelenmiştir
Tüm Yorumlar