Bilim Politikası ve Bilginin Gücü
Bilim Politikası ve Bilginin Gücü
264.50 TL
Satıcı: Süper Kitap Stok (1)
%100
Süper Kitap
Git
Ücretsiz Kargo
Bilim Politikası ve Bilginin Gücü
Bilim Politikası ve Bilginin Gücü
264.50 TL
Satıcı: Süper Kitap
Kargo Fırsatı
150.00 TL ve Üzeri Siparişlere
Ücretsiz Kargo Fırsatı
Ücretsiz Kargo Fırsatı
Listeme Ekle
Stok (1)
%100
Süper Kitap Bilim politikasında önemli bir strateji de zaman kazanmaktır. Zaman kazanabilirsek maliyeti sıfır olan büyük bir servetimiz var demektir. Tasarrufun önceliği zaman üzerine olmalıdır. Sarfiyattan söz edilen yerde savurganlığın terk edilmesi ve bilinçlenme öne çıkmalıdır. Tasarruf gündemde ise israf da gündemdedir. İsrafın karşısında olanların, tasarrufun yanında olmaları tabiidir. Tasarruf, sadece insanın değil tüm canlıların ve hayatın vazgeçilmez bir eylemidir. Toplumlar geleceklerini, tasarrufların üzerine bina ederler. Fertler de kaynaklarını tasarruf ederek akıllıca ve yüksek verimle kullanarak hayatlarını sürdürmeye çalışırlar.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkânı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinçlen”dir.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkânı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinçlen”dir.
Tüm Yorumlar