Giysi ve beden ilişkisi, her yerde farklı bağlamlarda farklı anlamları yansıtan sembollerle doludur. Giysiler, başkalarıyla olan etkileşimlerimizi etkileyen görünür sembollerdir. Giydiklerimiz; siyasetin, cinsiyetin ve kimliğin ifadesi için bir araçtır ve giyimi çoğu paradoksal olan karmaşık bir dizi mesajın köküne yerleştirir. Örneğin giyim, bireyi zevkleri aracılığıyla özgürleştirebilir ve aynı zamanda bedeni “kafesleyebilir” veya kontrol edebilir. İnsanlar neredeyse her zaman giyinik olsalar da giysi ile beden arasındaki ilişki, şu ana kadar nispeten daha az keşfedilmiş durumdadır. Giysi, benliği fiziksel ve psikolojik olarak şekillendiren, bedenlenmenin çok önemli bir yönüdür. Son yıllarda sosyal bilimler, bedene yönelik disiplinler arası dikkat çekici bir ilgi artışına tanık oldu. Kitap; bedenimizin boyutu, biçimi ve tavrı gibi belirli yönlerinin, günlük yaşamın sosyal organizasyonu hakkında neler ortaya çıkardığını ve bedenin dünyayla ve etrafımızdaki insanlarla ilişki kurmamız açısından ne kadar önemli olduğunu incelemektedir. “Benim Bedenim Benim Giysim" kitabı, gösterge bilimin geniş bir bağlam yelpazesinde bedeni ve giysiyi anlamak için nasıl ikna edici bir şablon sağlayabileceğini göstererek bedenimiz ve giydiğimiz şeyin anlamı ile ilgilenen herkes için temel bir okuma sağlayacaktır.
Tüm Yorumlar