21.Yüzyılda Teknoloji & Yenilik/İnovasyon ve Yönetimi
21.Yüzyılda Teknoloji & Yenilik/İnovasyon ve Yönetimi
3,111.00 TL
Satıcı: SUCEK MEDYA Stok (20)
%100
SUCEK MEDYA
Git 21.Yüzyılda Teknoloji & Yenilik/İnovasyon ve Yönetimi
21.Yüzyılda Teknoloji & Yenilik/İnovasyon ve Yönetimi
3,111.00 TL
Satıcı: SUCEK MEDYA Listeme Ekle
Stok (20)
%100
SUCEK MEDYA “Teknoloji”, insanlık tarihinin en önemli “itici/sürücü güçlerinden” biridir. “İtici/Sürücü Güç” olarak, sosyal, ekonomik, ekolojik ve politik oluşum ve eğilimlerde kalıcı ve uzun dönemli etkileri giderek daha da belirginleşmekte, giderek artmakta ve hızlanmaktadır. 20. yüzyılın önemli iktisatçılarından olan Schumpeter, “Teknolojik yeniliklerin (innovations) kapitalist dünyanın gelişiminin ana unsuru olduğunu” vurgulamaktadır. Teknolojik yenilikler gelişme ve ilerlemenin “motoru” olarak görülmektedir. Bilindiği üzere, teknolojik gelişim ve değişimler tarihsel süreçleri, milletleri ve toplumsal oluşumları derinden etkileyen sonuçlara yol açmıştır. Bu durumun 21. yüzyıl boyunca da süreceği artık genel kabul görmüş bir gerçekliktir. Teknolojik yenilikler, sadece refahın artırılması yönünde değil, aynı zamanda çok farklı alanlarda yaratacağı gelişimlerle de etkili olacaktır.
“Bilgi Toplumu” ya da “Bilgi Çağı” olarak nitelenen bu dönemde, “bilgi”, “fiziki sermayenin” yerini almakta, endüstriyel kuruluşlar artık “bilgi yaratan (knowledge creation)” kuruluşlara dönüşmeye çabalamaktadır. Bu, giderek bir “amansız yarış” ve “hayatta kalma” uğraşısına dönmüştür. Söz konusu değişimlerin, bir diğer belirgin karakteristiği, “öğrenme” eyleminin kazandığı kritik konumdur. Endüstriyel kuruluşlarda, bir yandan “bilgi yaratıcı”, diğer yandan “öğrenen kuruluş” olma çabasına bağlı, değişimi ve bunun bireyden başlayarak gruplara, kurum ve kuruluşlara yayınması dikkat çekmektedir. Buradaki “öğrenme” kavramı, aynı zamanda “eski-bilinenin unutulması (unlearning)” gerçeğini de beraberinde taşımaktadır.
“Bilgi toplumu” dönüşümü, kendini belirgin hâlde bir “itici/sürücü güç (motor)” olarak teknolojik alanlardaki değişimle göstermektedir. Sanayi/Endüstri Çağının “kol gücünü ikame eden mekanikleşme/elektronikleşme” olgusu, artık yerini “bilgi tabanlı sistemlere” bırakmaktadır. Buna bağlı olarak, üretimin bizatihi kendisi, belirgin bir değişim/dönüşüm yaşamaktadır. Hızla yaygınlaşan/yayınan “İnternet” başta olmak üzere “Bilgi Teknolojileri” gerçeği ile endüstri ve sektör kavramlarında da önemli değişimler kendisini göstermektedir.
Bugün en belirleyici konuları, tüm sistemler açısından şu alanlarda görebilmekteyiz:
Küresel ekonomik gerçekliğin giderek kendini kabul ettirmesi,
“Bilgi”nin hızla büyük bir değer taşıyan unsur olarak tüm sistemlerde yerini alması; “Bilgi Esaslı Ekonomi”, “Bilgi Esaslı Yönetim” gibi kavramların giderek yaygınlaşması,
Bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi ve gelişimlerin tüm sistemler üzerindeki dönüştürücü/değiştirici rolü,
Yenilik/Yenilikçilik kavramının giderek artan önemi,
“Bilgi İşçileri-knowledge workers”, “Teknolog” ya da “Teknolojist” olarak son derece değerli “Bilgi Uzmanlarının” etkin ve etkili bir verimlilikte yönetilmesi,
İnternet ve dijital teknolojik gerçekliğin tüm ekonomik, sosyal, siyasal ve teknolojik sistemleri etkilemesi,
Stratejik teknoloji yönetim sisteminin en önemli temellerinden olan “öngörü ve gelecek” kavramı,
“Geleceğin Teknolojileri” kapsamında yer alan “Nanoteknoloji”, “Kuantum Hesaplama” “Genetik Mühendisliği” ve “Bilişsel Bilimler (Cognitive Sciences)”.
“Bilgi Toplumu” ya da “Bilgi Çağı” olarak nitelenen bu dönemde, “bilgi”, “fiziki sermayenin” yerini almakta, endüstriyel kuruluşlar artık “bilgi yaratan (knowledge creation)” kuruluşlara dönüşmeye çabalamaktadır. Bu, giderek bir “amansız yarış” ve “hayatta kalma” uğraşısına dönmüştür. Söz konusu değişimlerin, bir diğer belirgin karakteristiği, “öğrenme” eyleminin kazandığı kritik konumdur. Endüstriyel kuruluşlarda, bir yandan “bilgi yaratıcı”, diğer yandan “öğrenen kuruluş” olma çabasına bağlı, değişimi ve bunun bireyden başlayarak gruplara, kurum ve kuruluşlara yayınması dikkat çekmektedir. Buradaki “öğrenme” kavramı, aynı zamanda “eski-bilinenin unutulması (unlearning)” gerçeğini de beraberinde taşımaktadır.
“Bilgi toplumu” dönüşümü, kendini belirgin hâlde bir “itici/sürücü güç (motor)” olarak teknolojik alanlardaki değişimle göstermektedir. Sanayi/Endüstri Çağının “kol gücünü ikame eden mekanikleşme/elektronikleşme” olgusu, artık yerini “bilgi tabanlı sistemlere” bırakmaktadır. Buna bağlı olarak, üretimin bizatihi kendisi, belirgin bir değişim/dönüşüm yaşamaktadır. Hızla yaygınlaşan/yayınan “İnternet” başta olmak üzere “Bilgi Teknolojileri” gerçeği ile endüstri ve sektör kavramlarında da önemli değişimler kendisini göstermektedir.
Bugün en belirleyici konuları, tüm sistemler açısından şu alanlarda görebilmekteyiz:
Küresel ekonomik gerçekliğin giderek kendini kabul ettirmesi,
“Bilgi”nin hızla büyük bir değer taşıyan unsur olarak tüm sistemlerde yerini alması; “Bilgi Esaslı Ekonomi”, “Bilgi Esaslı Yönetim” gibi kavramların giderek yaygınlaşması,
Bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi ve gelişimlerin tüm sistemler üzerindeki dönüştürücü/değiştirici rolü,
Yenilik/Yenilikçilik kavramının giderek artan önemi,
“Bilgi İşçileri-knowledge workers”, “Teknolog” ya da “Teknolojist” olarak son derece değerli “Bilgi Uzmanlarının” etkin ve etkili bir verimlilikte yönetilmesi,
İnternet ve dijital teknolojik gerçekliğin tüm ekonomik, sosyal, siyasal ve teknolojik sistemleri etkilemesi,
Stratejik teknoloji yönetim sisteminin en önemli temellerinden olan “öngörü ve gelecek” kavramı,
“Geleceğin Teknolojileri” kapsamında yer alan “Nanoteknoloji”, “Kuantum Hesaplama” “Genetik Mühendisliği” ve “Bilişsel Bilimler (Cognitive Sciences)”.
Tüm Yorumlar